Kürsü
ABD’NİN “İSLÂM’IN, İSLÂM’LA SAVAŞI” FİTNESİ
Follow @dusuncemektebi2
BU yazıda, 21. asrın Firavunu ABD’nin, “Kaostan (Fitne) Kaynaklanan Düzen” yaklaşımı kapsamında, İslâm coğrafyasına soktuğu “İslâm’ın, İslâm’la Savaşı” fitnesini ele alıp inceleyeceğiz.
FÄ°RAVUNUN FÄ°TNESÄ°
Kur’an-ı Kerim’in Hz. Musa ile Firavun’un mücadelesine geniÅŸ yer vermesinin sebebi, “Mûsâ’nın mücadelesinden alınacak dersler; düşündürücü ayetler vardır” (51 Zariyat 38) ayetinde gizli olmalıdır. Dolayısıyla Hz. Musa’nın, dönemin en büyük zalimi olan Firavun’a karşı verdiÄŸi mücadelenin, bugüne deÄŸiÅŸik açılardan bir mesajı olmalıdır. O nedenle burada, fitne kavramı kapsamında, Firavun’un özelliklerini ele alıp inceleyecek; 21. asrın Firavun’u ABD ile arasındaki benzerliÄŸi ortaya koymaya çalışacağız.
Kur’an’a göre Firavun’un/Firavunların/FiravunlaÅŸanların özelliklerini, aÅŸağıdaki gibi özetleyebiliriz:
* Kendini/kendilerini yeryüzünün İlâhı ve Rabbi sanırlar (28 Kasas; 38 26 Şuara 23, 29; 79 Naziat 24-26)
* Allah’ın ayetlerini yalanlarlar (25 Furkan 36; 79 Naziat 21
* Büyüklenen, ölçüyü aşan, azgın birer zorbalar, müstekbirler (27 Neml 14; 28 Kasas 4, 39; 29 Ankebut 39; 43 Zuhruf 54; 44 Duhan 31; 23 Muminun 46, 56; 20 Taha 24, 43; 89 Fecr 11; 79 Naziat17)
* Bozguncu, bölücü, fitne ve fesatçılar (10 Yunus 91; 28 Kasas 4; 29 Ankebut 41)
* Hileli düzen, tuzak, komplo kurucular (40 Mümin 37, 45-52)
* Güçlerine tapan gösteriş hastalarıdırlar (28 Kasas 38; 40 Mümin 36-37)
* Feraset ve basiretsizler (28 Kasas 8,9)
* Kötü emelleri kendilerine süslü ve çekici gelmektedir (40 Mümin 37, 45-52; Lokman 7; 3 İmran 13; Kaf 15)
* Halklarını şaşırtıp saptırdıkları halde doğru yola yönettiklerini sanırlar (40 Mümin 29; 20 Taha 79; 11 Hud 97-103)
* Vefasız ve merhametsizler (7 Araf 118-126)
* Ateşe çağıran önderlerdir (11 Hud 97-98; 28 Kasas 41-42).
Konumuz açısından, Firavunların en temel özelliklerinden biri olan fitne ve fesatçı özelliklerini ele alacağız. Bu özelliklerinden dolayı Firavunlar, hem kendi toplumlarını, hem de diğer toplumları birbirine düşman fırkalara, gruplara, örgütlere bölüp, birbirleri ile savaştırmak isterler:
“Gerçek ÅŸu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır’da) büyüklenmiÅŸ ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boÄŸazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.” (28 Kasas 4).
Firavunlar, genellikle zulümlerine karşı çıkabilecek bir gücün meydana çıkmasına mani olmak isterler. Nitekim Hz. Musa’ya, “zorba ve gerçekten ölçüyü taşıran Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları (fitnesinden) korkusundan dolayı” “kendi kavminin gençlerinden baÅŸka iman eden olmamıştır” (10 Yunus 83). Hz. Musa, kavminin korkusunu gidermek için onlara, ““Ey kavmim, eÄŸer siz Allah’a iman etmiÅŸseniz (ve) Müslüman olmuÅŸsanız artık yalnızca O’na tevekkül edin.” (10Yunus 84) dediÄŸinde; kavminin ona cevabı, “Biz Allah’a tevekkül ettik; Rabbimiz, bizi zulme sapan bir kavim için bir fitne (konusu) kılma.” Ve bizi, kâfirler topluluÄŸundan rahmetinle kurtar.” (10 Yunus 85, 86) ÅŸeklinde olmuÅŸtur. Bu ifadeler, Firavun’un zulmünün oluÅŸturduÄŸu ÅŸuur altının bir göstergesidir.
21. ASRIN FÄ°RAVUNU ABD’NÄ°N FÄ°TNESÄ°
Sovyetlerin yıkılması ile rakipsiz kalan ABD, “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” (Project for the New American Century/PNAC) adı altında yeni bir projeyi yürürlüğe sokmuÅŸtur. PNAC ile iliÅŸkili bir diÄŸer proje, “Büyük OrtadoÄŸu Projesi”/ “GeniÅŸletilmiÅŸ OrtadoÄŸu Projesi”dir (BOP/GOP). Bu projeler, genel olarak, “Kaostan (Fitneden) Kaynaklanan Düzen” Teorisine dayanmaktadır.
“Kaostan (Fitneden) Kaynaklanan Düzen” Teorisi
“Kaostan (Fitneden) Kaynaklanan Düzen” teorisinde, her ÅŸey çatışmaya dayandırılmaktadır. Ä°nsanların can, mal, namus güvenliÄŸi olmayacak tarzda meydana getirilecek bir çatışma ortamı, istenen kargaÅŸayı (fitneyi) saÄŸlayacaktır. KomÅŸuların, kabilelerin, aÅŸiretlerin, etnik yapıların ve farklı inanç gruplarının birbirine düşman olduÄŸu, çatıştığı, kimsenin önünü, çevresini, geleceÄŸini göremediÄŸi ve iradesinin felç edilip direncinin kırıldığı ve çaresizlik içerisinde kıvrandığı, kimsenin kimseye güvenmediÄŸi bir kaos (fitne) ortamı meydana getirmek, bu ÅŸeytanî mekanizmanın ana yaklaşım tarzıdır. Son derece zıt fikirlerin ve bilgilerin kamuoyuna servis edilip insanların karar vermesine mani olmak, kafa karışıklığı meydana getirip gerçekleri görmesini, arkada kurulan tezgâhları fark etmesini engellemek temel hedeftir (1). Buna ‘Ordo Ab Chao’ (Kaostan (Fitne) Kaynaklanan Düzen) adını vermiÅŸlerdir.
“Kaos, kasıtlı olarak yaratılıyor… Kaosun korkunç yüzüyle karşılaÅŸan halk, bir kurtarıcıya- parlak zırhlı şövalye-, kaosu sona erdirmesi ve yeniden düzen saÄŸlaması için, sadece yetki vermekten çok daha fazlasını yapmaya istekli oluyordu. Devrimci Kaosun ardından “Ä°lluminati’nin” planını uygulayabilmek için fırsat doÄŸmuÅŸ oluyordu”(2).
Kaos(Fitne), zıtların çatışmasına dayandırılmıştır: ‘Tez, Anti Tez, Çatışma ve Sentez’ düzleminde meydana getirilen bir Kaos, bu gün dinler, mezhepler ve etnik yapılar üzerine oturtulmuÅŸtur. Kaosun müsebbibi olarak din, mezhep ve milliyetler gösterilerek bütün din, mezhep ve milliyetlerin kaldırılması istenmektedir(3).
“Kaostan(Fitne) Kaynaklanan Düzen” Teorisine Göre “Ä°slâm’ın, Ä°slâm’la Savaşı”
ABD eski DışiÅŸleri Bakanı, Siyonist, CFR ve Bilderberg’ci Henry Kissenger, “Bundan sonra savaÅŸ Ä°slâm’ın kendi içinde olacaktır. Bu, Ä°slâm’ın, Ä°slâm’la savaşıdır.” tezini ortaya atmıştır. HedeflediÄŸi ÅŸey, Ä°slâm dünyasını, bölmek ve parçalamaktır. Bu amaçla, Rand Cooperation isimli düşünce kuruluÅŸu tarafından 2003 yılında hazırlanan “Sivil Demokratik Ä°slâm, Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” adlı Rapor, Ä°slâm coÄŸrafyasında fitne çıkarabilmek için bir yol haritası ortaya koymakta, bir strateji teklif etmektedir. Bu raporda, ‘Türk Ä°slâmi’, ‘Alman Ä°slâmi’, ‘Arap Ä°slâmi’, ‘Mısır Ä°slâmi’, ‘Köktendinciler’, ‘Gelenekçiler’, ‘Modernist Müslümanlar’ ve ‘Ilımlı Ä°slâm’ gibi kavramlar ortaya konması, Büyük OrtadoÄŸu coÄŸrafyasında “yeni ulus inÅŸasının” yanı sıra “yeni dinler”, “yeni mezhepler” inÅŸa etmek içindir. Raporda öngörülen Stratejinin Temel Noktaları, “Modernist bir liderlik anlayışı yarat”, “Öncelikle modernistleri ve ılımlı laikleri destekle”, “Fundamentalistlere karşı gelenekçileri destekle”, “Fundamentalistlere karşı saldırgan ol”, “Demokratik batı modernizminin deÄŸerlerini yücelt”, “Laikleri seçici olarak destekle”, “EÄŸitime ve gençlere odaklan” baÅŸlıklarında ortaya konulmaktadır.
Aynı baÄŸlamda Taraf Gazetesinde 23.03.2011 tarihinde yayınlanan “WikiLeaks Türkiye Belgelerinde” yer alan ABD’nin Türkiye ilgili, 1999, 2003, 2005 ve 2009 tarihli dört ayrı resmî belge, aynı amaca dönüktür. Özellikle 22 Temmuz 2009 tarihli ABD dışiÅŸleri bakanı Hillary Clinton’ın onayıyla Washington’dan Türkiye’deki BüyükelçiliÄŸe gönderilen, “Tarikatlar, Kürtler, Ä°slâm ve Türkiye’de azınlık dinleri konusunda bilgi talebi” baÅŸlıklı telgrafta istenen bilgiler, özel önemi haizdir.
Rand Raporunun ön gördüğü stratejinin uygulanabilmesi için ABD, 2005’de, Ä°slâm coÄŸrafyasının deÄŸiÅŸik bölgelerinden din adamları, aydın ve cemaat mensuplarını ABD’ye götürüp, eÄŸitime tâbi tutmuÅŸtur (4,5). Bu amaçla ABD BaÅŸkanı Obama, Müslüman toplumlarla iliÅŸkiler için Farah Pandithi özel temsilci olarak atamıştır. 17. 09. 2009 tarihli toplantıda, Farah Pandithin görevi, DışiÅŸleri bakanı Hillary Clinton tarafından ÅŸu ÅŸekilde açıklanmıştır:
“Pandith, ÅŸiddeti ve aşırılığı reddeden Müslümanların seslerini yükseltebilmek için, dinsel liderleri, sivil toplum gruplarını ve siyasetçileri
biraraya getirme yolunda çalışacaktır.”
DiÄŸer taraftan ABD DışiÅŸleri Bakanı John Kerry; “Bizim IŞİD ile mücadele konusundaki kararlılığımız, büyük ihtimalle yıllar içinde karşılığını bulacaktır. Kuzeyde ve Batıda Kürt birlikler cesurca savaşıyor ve Sünni aÅŸiretler de sahaya çıkmaya baÅŸladı.” (6) demesi ve ayrıca; “IŞİD’in, uyuyan hücrelerini ve cihadçıların destek ağını kullanarak Türkiye’de daha fazla istikrarı bozan gayretlere girmesi beklenmelidir.” (7) ifadeleri hep aynı amaca dönüktür.
Bütün bu çalışmalar, “Kaostan Kaynaklanan Düzen” Teorisine Göre “Ä°slâm’ın, Ä°slâm’la Savaşı” için yapılmaktadır. Ä°slâm coÄŸrafyasını kan gölüne çeviren kardeÅŸi kardeÅŸe, komÅŸuyu komÅŸuya, Müslüman’ı Müslüman’a düşman yapıp kırdıran, baÅŸ ÅŸeytan ABD’nin bu çalışmalarıdır. Ölen de öldüren de Müslüman; öldürten ve seyreden ÅŸer ittifakı. Bu çok acı bir tablo deÄŸil midir' Müslümanların Bakara 44 kapsamında, duygusal davranmadan bir öz eleÅŸtiri yapmaları tarihi bir zarurettir. Her ÅŸeyi, dış güçlere baÄŸlayarak sonuca varmak yanlış bir yaklaşım tarzıdır.
SONUÇ: 15 TEMMUZ Ä°HANET HAREKETÄ°, ABD’NÄ°N İÇİMÄ°ZE SOKTUÄžU BÄ°R FÄ°TNEDÄ°R
Türkiye’deki bütün darbelerin arkasında ABD-Siyonizm denklemi vardır. Ä°lluminati, CFR, Bilderberg üyesi, Siyonist ABD’li bankacı, iÅŸ adamı David Rockefeller’in 12 Eylül 1980 Darbesi ile ilgili yaptığı aÅŸağıdaki deÄŸerlendirme, darbenin, “Kaostan (Fitneden) Kaynaklanan Düzen” yaklaşımının bir uygulaması olduÄŸunu ortaya koymaktadır:
“1980 darbesi de bizim isteklerimiz doÄŸrultusunda yapıldı… Amerika ve Avrupa’da geliÅŸmiÅŸ ülkelerin piyasaları doyuma ulaÅŸmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuÅŸtuk. …Serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest bırakılmasını talep ettik. Bu istediÄŸimizi kabul etmiÅŸ görünüyorlar, fakat iÅŸi uzatıyorlardı.
En sonunda bu ikilem, Ordo Ab Chaos ile çözüldü. Yani önce kaos (Fitne), sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla saÄŸ ve sol ideoloji kavgaları baÅŸlatıldı. …Ãœlkeye gönderilen provokatörlerimiz için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı. Ãœlke halkı saÄŸcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya baÅŸladılar. Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, her gün elli-altmış kiÅŸi sokak çatışmalarında ölmeye baÅŸlamıştı. Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. Ä°nsanlar akÅŸamları sokaÄŸa çıkamaz olmuÅŸtu. Her an bir serseri kurÅŸuna hedef olmak vardı. Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uÄŸruna can vermiÅŸti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor, fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde baÅŸarıyı darbenin bir neticesi olarak gördü. Çünkü nihayet terörizm sona ermiÅŸ, ülkeye huzur gelmiÅŸti. Aslında provokatörlerin görevi bitmiÅŸ, sahneden çekilmiÅŸlerdi. Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürmek ve onlara bir “kurtarıcı” sunmaktır; ondan sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullenecektir.”(8)
Dün hiyerarÅŸi içerisinde orduya yaptırdıkları bir darbeyi, 15 Temmuz’da, baÅŸlangıçta dinî bir cemaat olarak yapılanmış, zamanla el deÄŸiÅŸtirerek, “altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet olan” bir yapıya (Gülen Hareketi) yaptırmak istemiÅŸlerdir (9). Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun; “Bu darbenin arkasında ABD vardır… Bu çapulcu çetesi, uçakları kaldırma cesaretini kimden almıştır'” (10) derken kast ettiÄŸi, 15 Temmuz Ä°hanet Hareketinin arkasında, Gülen Hareketini bir taÅŸeron olarak kullanan baÅŸta ABD olmak üzere tüm Batının var olduÄŸudur. Darbenin ana amacı da, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırarak, etkisi uzun yıllar devam edecek olan bir Kaos (fitne) meydana getirmektir.
Firavunların en temel özelliklerinden biri olan fitne ve fesatçı özellikleri, tarih boyu deÄŸiÅŸmemiÅŸtir. Mısır’daki Firavunların yaptıkları ile 21. Asırdaki ABD Firavunun yaptıkları arasında pek bir fark yoktur.
Hepsi, hem kendi toplumlarını, hem de diğer toplumları birbirine düşman fırkalara, gruplara, örgütlere bölüp, birbirleri ile savaştırmışlardır.
Bu Kaosu (fitne) minimum zararla atlatabilmek için, Gülen hareketinin ibadet ve ticaret erbabı, üzerlerine düşen sorumluluÄŸun gereÄŸini yapmalı, “ihanet ÅŸebekesine” karşı açık, aleni ve ciddi bir mücadele vermelidir. Aksi takdirde, hem bu dünyada, hem de öteki dünyada ödeyecekleri bedel çok ağır olacaktır.
Unutmayın;
Hz. Peygamber (sas); “Sizden kim bir kötülük (münker) görürse, eliyle düzeltsin, buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle buÄŸzetsin, bu ise imanın en zayıf derecesidir.” (11) buyurmuÅŸtur.
Unutmayın;
“Haksızlık karşısında susan dilsiz, ÅŸeytandır.”
Kaynaklar:
1- Varsden, V., Siyon Liderlerinin Protokolleri, Kum Saati Yayınları, İstanbul, s.36
2- Varsden, V., Age, s. 53
3- Texe Mars, İllüminatı, Entrika Çemberi, Timaş Yayınları, İstanbul, 2002, s.100-120.
4- Yeni Åžafak 15/05/2005.
5- Yeni Åžafak 19/05/2005.
6- Bulut, A., Yeniçağ, 21.07.2015.
7- GÜNER, A. O., Kan, gözyaşı ve utanç, Yeniçağ, 23.07.2015.
8- http://turktarihivegercekler.blogcu.com/illuminati-uyesi-yahudi-banker-david-rockefeller-itiraf/13916007
9- Can, B. “Kadife Darbeden Askeri Darbeye-7: Ãœst Akıl ABD-NATO’ya Verilecek En Güzel Cevap: ABD ve NATO Ãœslerini Kapamak”, 2.09.2016, Milli Gazete.
10-https://www.youtube.com/watch'v=_AL9hQPSpJk; BBCTürkçe, 17.07.2016.
11- Canan,İ., Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/386-387.
BURHANETTÄ°N CAN - MÄ°LLÄ° GAZETE
Henüz yorum yapılmamış.